Filmde 1944 Ekim’inde, Saul Ausländer’in hayatının iki gününe tanık oluyoruz. Saul, Auschwitz imha kampında Nazilerle işbirliği yapmaya zorlanan Yahudi tutsaklar olan Sonderkommando’lara mensuptur. Bir gün, temizlediği imha fırınında, bir oğlan çocuğunun cesedini görür. O an olanaksız bir ödev üstlenir: Çocuğun cesedini yakılmaktan kurtaracak ve usulünce toprağa verecektir. Kötülüğün yüreğine bakan, cesaret hakkında benzersiz bir film.